Monthly Archives: Mart 2011

KUNLARA DÂİR KISA BİR MÂLÛMAT Kunlar yâhûd sıkça kullanılan tâbirle Hunlar, Türk ırkını bir bayrak altında birleştirmişlerdi. [Kun kelimesi, koyun ma’nâsına gelmektedir. Göçebe olarak hayvancılıkla yaşamını sürdüren eski Türklerde, koyunlar mukaddes kabûl ediliyordu. İslâm sonrası dönemde bile Akkoyunlular ve Karakoyunlular … Okumaya devam et →

ÂLFABEMİZE EKLENMESİ GEREKEN HARFLER I) Nazal n: Bu ses Göktürk, Uygur ve Osmanlı âlfabelerinde vardı. Cumhûriyet sırasındaki âlfabe değişikliğinde atıldı. Hâlbuki bu ses, Türkçeye mahsûstur. Osmanlı döneminde bu harfe “kâf-i Türkî” veyâ “kâf-i nûnî” denirdi. Bu harf yeni âlfabemizde olmadığı … Okumaya devam et →

II. Dünyâ Savaşı’nda Sovyetler, Berlin’e girmiştir. Berlin yağmalanırken, Osmanlı’dan Berlin’e göç etmiş bir Ermeni âilesi olan Peştemalciyan âilesinin evi de yağmalanmaktadır. O sırada Aram Peştemalciyan karısına döner ve der ki: – Şimdi boku yedik. Bu lâfı duyan Sovyet askeri irkilerek, … Okumaya devam et →

“Ölümüne sebeb ayağında zahmeti vardı. Doktorlar tedâviden âciz kaldılar. Nihayet doktorlar bir araya toplandılar. İttifâk ettiler, ayağından kan aldılar. Zahmet daha ziyâde oldu. Sonra “şarâb-ı fâruk” verdiler. Allah rahmetine kavuştu.” [Aşıkpaşaoğlu Tarihi, yay. Atsız, 160. Bâb] Venedik Yahudîliğinden mühtedî (=dönme) … Okumaya devam et →

Osmanlı’da devşirme-câriye kadınların devlet yönetimine nasıl karıştıklarını Ahmed Refîk Altınay “Kadınlar Saltanâtı” adlı eserinde çok güzel bir şekilde anlatmıştır. Ben de elimden geldiğince bunu anlatmaya çalışacağım; fakat niyetimin rûh hastası Ali Kemâl Meram gibi pâdişâhlara sövmek olmadığını belirtmek isterim. *** … Okumaya devam et →

“Müverrîh-i mâderzâd” ve “âllâme-i cihân” Yılmaz Öztuna, uzun bir zamândır Türklüğe ve Türkçülüğe saldırmaktadır. Kendisi bunları birilerini memnûn etmek için mi kaleme alıyor, yoksa Alzheimer mı geçiriyor? Bizi işin bu tarafı hiç ilgilendirmiyor. Türklüğe ve Türkçülüğe saldıran kim olursa olsun, … Okumaya devam et →